Genel

Ürkütücü Gerçeklik

Bugüne kadar tüm MS hastalarının olumlu olabileceği, umut veren içerikler yazdım. Bu gün sizlere içimdeki karanlığı yazacağım; işte o zaman benim gerçekten kalabalığın için de yalnız hissettiğimi, olumsuzluğun bende çok fazla olduğunu, "dokunsalar ağlarım" modunda yaşadığımı anlatacağım.

Belki başkasına göre çok hafiftir yaşadıklarım, ama bana zaten ağır bir yüktü, daha da ağırlaşıyor her geçen saniye. "Ne zorluk var ki hayatında" diyorsunuz sanırım; ben bu yazıyı bile şuan tek elle yazıyorum.

Hep "Ya daha kötüye gidersem" diye düşündüm; hep de düşüncem gerçek oldu. 2014'ün Aralık ayında teşhis almış bir hastanın o zamandan beri hayat kalitesi ivmesi hiç yukarı çıkmaz mı?

Hep umut verdim, hep umut oldum, beni hep pozitif gördüler. Ama görüyorsunuz işte, aslında negatiflerden ibaretim. Ben bile benden utanıyorken, bu halimden tiksiniyorken, her yardımı "acıma hissi" sanıyorken pozitif olma lüksüm var mı?

"Kabullenin" deniyor da ben bunu kendime hiç yakıştıramadım ki. Benim hissettiğim benim yaşadığım zorluklardan ibaret, içim o kadar çok acıyor ki başkasına zorluk yaşatırken. Bu yüzden pek dışarı çıkmıyorum pandemiden beri, pandemi beni çok kötü etkiledi. Artık insanlara yük oluyormuş gibi hissediyorum.

"En güzel olabilecek yıllarımı çaldı benden MS" diye düşünürüm hep. En güzel yaşlarım heba oldu. Gerçekten bıktım. Bu hayatta 2 kere haykırdım gidecek bu benden diye. İlkinde pandemi başladı, eve tıkıldım; ikincisinde de kovid olup hastaneye yattım.

Bu hastalığın etkisinde bende milat gibi oldu pandemi. Pandemiden önce birçok işi tek başıma yapabiliyordum. Araba kullanabiliyor ya da tek yürüyebiliyordum. Şimdi ise tek başıma 1 adım bile atamıyorum.

Tek elle yazıyorum demiştim ya, benim sağ tarafım felçli gibi; güçsüzlük tonlarca, yetmezmiş gibi spastisitem var. Ya walker ile yürüyorum, ya da tekerlekli sandalyedeyim artık. İşin açıkçası yardıma muhtaç biriyim. Kafamı nereye çevirsem yapamadığımı yapan ya da daha önce yapıp şimdi yapamadığım şeyler çıkıyor karşıma. En çok canımı sıkanlardan biri de bu.

En çok da sevdiklerimi kırmak ve üzmek beni üzüyor. Zaten her şeyi onlar için yapıyorum. Ben ne iyi bir eş olabildim, ne iyi bir baba, ne de iyi bir evlat.

Hatta bazen diyorum ki; biri bana "Ölmesin de sürünsün" diye beddua etmiş ve tutmuş.

Bu serzenişler ufacık bir yanı içimdekilerin. Hepsini anlatmaya ben yetmem.

PEKİ BUNCA OLUMSUZLUKLA BU ÇOCUK NASIL POZİTİF OLUYOR?

Esasında ekstra birşey yapmıyorum, olumsuz düşünceleri uzak tutmaya çalışıyorum kendimden. Gerek ilaç gerekse doktor desteği alıyorum psikolojik. Olumsuzluk geldiği vakit aklıma da, oğlumu düşünüyorum omuzlarımda; inanıyorum bu hastalığı yeneceğime.

Tabiki de gözyaşı döktüğüm, hayata küstüğüm gün çok oluyor. Haykırmaya da korkuyorum artık; gitsin benden diye. Ama fark ettim ki bunların ne bana ne de çevreme faydası oluyor. Ben en özel anlarda sevdiklerimin yanında olamadım, olmam gereken yerlere gidemedim, beni affetsinler.

Elimizde ne var ki "HAYAT"tan daha değerli olan; ya hayatı geri alacağız ya da hayat için savaşacağız. Ben oğlumun gözlerine bakınca kendimde o gücü hissediyorum; inşallah zaman da utandırmaz.

Bu sene; 2023; benim yılım olacak ve ben bunu yeneceğim!

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Send this to a friend